Koyun ve Keçilerde Pnömoni (Zatürre)

Koyun ve keçilerde en sık karşılaştığımız hastalıklardan olan pnömoni (yani zatürre); akciğerlerin iltihaplanması anlamına gelir. Bu iltihaplanma hava yollarının (bronşiyoller) iltihaplanması ile birlikte olabilir ve buna bronkopnömoni denir. Bazense plevra iltihabı (akciğerin dış yüzeyini de kaplayan ve göğüs duvarına bitişik olan zar) ile birlikte görülür ve buna da plöropnömoni ismi verilir. Koyun ve keçilerde pnömoniye genellikle enfeksiyöz ajanlar (mikroorganizmalar) neden olur. Çoğunlukla altında yatan etkenler bakteri ve virüslerin bir kombinasyonu şeklindedir.

Koyun ve keçilerde pnömoni ile ilişkili önemli mikroorganizmalar şunlardır.

  • Virüsler: Parainfluenza virüsü tip-3 (PI-3), adenovirüs, solunum sinsityal virüsü, keçi artriti ve ensefalit (CAE) virüsü 
  • Bakteriler: Manehimia haemolytica , Pasteurella multocida , Haemophilus sp., Chlamydia sp., Salmonella sp. ve Mycoplasma sp.

Tabi ki bulaşıcı olmayan pnömonilerde söz konusudur. Bunlar arasında en yaygın olanlar ise akciğer solucanlarının neden olduğu paraziter enfeksiyonlardır.

Koyun ve keçilerde akciğer enfeksiyonuna neden olan birçok virus ve bakteri aslında bu canlıların solunum yollarında yer alan normal sakinlerdir. Genellikle hayvanın direncini azaltan, bağışıklığını düşüren çeşitli etkenlere bağlı olarak bu konaklar hastalık yapma özelliği kazanır ve pnömoniye neden olur. Bu soruna daha yatkın olan hayvanlar; uzun yolculuktan gelmiş, toz ve benzeri faktörlere maruz kalmış, ani iklim değişikliğine maruz kalmış ve çeşitli şekillerde strese girmiş olan hayvanlardır.

Çoğu viral ve bakteriyel pnömoni akut olarak gelişir ve hastalık salgınlarına neden olma potansiyeline sahip duyarlı sürülerde oldukça bulaşıcı ve şiddetlidir. Hayatta kalan hayvanlar ise genellikle kronik olarak etkilenir. Keçilerde, keçi artritfalit (CAE) virüsünün neden olduğu pnömoni, yetişkinlerde kronik ilerleyici bir pnömonidir. Pnömonili hayvanlar, ısı stresine daha duyarlı olabilir ve ısı stresi, pnömonili hayvanlar için klinik belirtileri ve hastalık ilerlemesini şiddetlendirebilir.

Normal akciğer fonksiyonu bozulursa ve tehlikeye girerse solunum sıkıntısı ve güç solunum meydana gelir. İlerleyici olan hastalık ayrıca endotoksemi ve septisemi ile sonuçlanabilir. Akciğerlerin yüzeyi ve göğüs boşluğu zarı iltihaplanırsa şiddetli bir ağrı söz konusudur. Pnömoni koyun ve keçilerde ilerledikçe anoksiye (genellikle akciğerin %70’inden fazlası etkilendiğinde) veya toksemiye neden olabilir. Bunun neticesinde uygun ve doğru tedavi yapılmazsa ölüm şekillenmesi muhtemeldir.

Koyun ve Keçilerde Pnömoni Belirtileri

Bakteriyel pnömoniler genellikle ilk olarak bir hayvan aniden öldüğünde ve otopsi yapıldığında tespit edilir. Daha sonra diğer hayvanlarda iştah azalması, depresyon, halsizlik, hızlı ve sığ nefes alma, öksürük ve burun akıntısı gibi belirtiler olduğu fark edilir. Burun ve göz akıntısı birçok nedene bağlı olarak karşımıza çıkıyor olsa da pnömoni belirtilerinden birisi de olabilir. Genç koyun ve keçilerde inatçı ve sürekli öksürüğe neden olan pnömoniler bazen rektumun prolapsusuna neden olabilmektedir.

Bakteriyel pnömonilerde en çok anteroventral akciğer lobları etkilenir. Viral ve Mycoplasma pnömonilerinde tüm loblar etkilenmektedir. Akciğer kurdunun neden olduğu pnömonilerde lezyonlar, kaudal loblar boyunca dağılmış gri ila yeşil nodüllerdir. Bazen büyük hava yollarındaki mukusta 5 cm uzunluğa kadar beyaz ipliksi solucanlar (iç parazitler) bulunur. Akciğer kurdu lezyonları genellikle başka bir hastalık için otopsi yapılan bir hayvanda rastlantısal bir bulgudur.

Koyun ve Keçilerde Pnömoni Tedavisi

Öncelikli olarak şunu belirtmemiz gerekir. Sürünüzde bir veya birkaç hayvanda solunum sistemi ile ilgili olarak belirtiler görürseniz en kısa sürede veteriner hekime başvurun. Erken teşhis ve sağlıklı hayvanlarında tedavi edilmesi sorunu büyük ölçüde azaltacaktır. Enfeksiyöz pnömoniden şüphelenildiğinde, veteriner hekim hasta hayvanları antibiyotiklerle (oksitetrasiklin, trimetoprim sülfa) tedavi eder. Burada antibiyotiklerin kullanım süresi ve dozu hastanın genel sağlık durumu, yaşı, ağırlığı ve hastalığın şiddeti gibi kriterlere bağlı olarak belirlenir. Değerli hayvanlarda antibiyotiklere ek olarak steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar (fluniksin meglumin, ketoprofen, tolfenamik asit veya meloksikam) kullanılabilir.

Yazımızın başlarında da söylediğimiz gibi pnömoniye neden olan etkenler büyük oranda normalde vücutta olan etkenlerdir. Bu nedenle hastalığı önlemek için hastalık olasılığını artırabilecek stres faktörlerini azaltmak faydalı olacaktır. Seçenekler arasında farklı yerlerden gelen koyun ve keçileri karıştırmaktan kaçınmak, kalabalığı azaltmak, iyi havalandırma sağlamak ve ani iklim değişikliklerine karşı barınak sağlamak sayılabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu